Türk Kahvesi Nereden Gelmektedir?

turk-kahvesi-faydalari-ve-zararlari

Kahve bitkisi, kökboyasıgiller ailesinde yer alan bir ağaçtır. Kahve ise öğütülen kahve çekirdeklerinden elde edilen içeceklerin genel adıdır. Dünya genelinde yoğun bir şekilde tüketilir. O kadar fazla tüketilir ki sudan sonra en çok tüketilen içecek olduğu söylenir. Lezzetinin yanında içerdiği kafeinden ötürü tercih edilmektedir. İnsanoğlu tarafından bin yıldır tarımı yapılmaktadır. Bunun yanı sıra kültürümüzün önemli bir parçası olan Türk kahvesi nereden gelir sorusu da oldukça merak edilen konuların başında gelir.

Kahve genellikle güney Amerika bitkisi olarak tanınmaktadır. Ancak kahve üretiminin ana vatanı Habeşistan bölgesi yani Etiyopya’dır. Kahveni adını Kaffa şehrinden aldığı rivayet edilmektedir. Başka bir rivayete göre ise Arapçada şarap anlamında kullanılmaktadır. Günümüzde ise kahvenin ana vatanı Etiyopya ve Kenya’nın bulunduğu orta ve batı Afrika kabul edilmektedir.

Kahvenin bulunmasında keçiler de önemli rol oynamıştır. 15. Yüzyılda Arabistan’ın güneyinde yetiştirilmeye başlanan kahve bölge halkında kahve içme alışkanlığı oluşturmuştur. 1517 yılında ise Yemen valisi Özdemir paşa kahveyi İstanbul’a getirmiştir. Daha sonra cezvelerde pişirilerek Türk kahvesi adını almıştır. Böylece Türk kahvesi adı nereden gelir sorusunu da yanıtlamış olduk.

Türk kahvesi nereden gelir sorusunu yanıtladık. Gelin hep birlikte Osmanlı Devleti’nin kahve ile tanışması nasıl gerçekleşmiş bir bakalım.

Osmanlı Devletinin Kahve ile Tanışması

Kahvenin Osmanlı Devleti’ne geliş tarihi kesin olmamakla birlikte Yemen valisi Özdemir Paşanın 1517 yılında İstanbul’a getirdiği rivayet edilir. Türkler kahveyi cezve ve güğümlerde pişirerek “Türk Kahvesi ” adını almasını sağlamışlardır. Kahvenin ilk zamanları çok dar bir çevre tarafından tüketilmekteydi. Kahve saray misafirlerine ikram edilen bir içecekti. Öyle ki sunumu için özel törenler dahi düzenlenirdi.

Türklerin kahveyi keşfi halkın sosyalleşmesine katkı sağlayarak önemli bir kültür haline gelen kahvehanelerin önünü açtı. Kahvehaneler insanların dostları ile buluşup hal hatır sorduğu sosyalleştiği ve eğlendiği mekanlar haline geldi. Tarihçi Peçevi İbrahim Efendi’ye göre İstanbul’un ilk kahvehaneleri Eminönü’nde Mısır Çarşısı’nın yanında Tahtakale’de açıldığı söylenir. Bu kahvehanelerin ilk müşterileri ise bürokrat sınıfı oluşturmaktaydı.

Kahvehaneler zamanla Osmanlı Kültür ve toplum yapısını etkilemiştir. 16. Ve 17. Yüzyıllarda sık sık kapatılmıştır. Bunun nedeni olarak ise siyasi ve dini otoritenin kontrolü dışında olmaları gösterilmiştir. Bunu önlemek isteyen saray kahvehaneleri sürekli denetlemektedir. Ahalinin ve dönemin ileri gelenlerinin buluşma noktası haline gelen kahvehaneler halkı galeyana getiren dedikoduların ve memnuniyetsizliklerin dile getirildiği mekanlar olarak algılanmaya başlanmıştır.

Bunun yaşanmasının sebebi olarak farklı statüdeki insanların aynı mekanda buluşarak sosyal meseleleri konuşmaları etkili olmuştur. Bu durumun önüne geçmek için ilk yasak 3. Murat döneminde gelmiştir. En ağır yasakları ise 4. Murat uygulamıştır.

Türk Kahvesinin Keşfi İle İlgili Anlatılan Diğer Rivayetler

Türk kahvesi nereden gelir konusu günümüzde de hala çok merak edilen konulardan biridir. Bir rivayete göre Fernand Braudel’e göre Osmanlı kahve ile ilk kez 1511 yılında tanışmıştır. Gelibolulu Ali Mustafa Efendi’ye göre Halepli Hakem(Hekim) ve Şamlı Şems adında iki kişinin İstanbul’a gelerek Tahtakale’de dükkan kiralayıp kahve satmaya başlamasına dayanır.

Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırma Derneği’ne göre kahve 15. Yüzyıldan itibaren Yemen’den başlayarak Arap Yarımadası’nda kavrulup bir içecek haline gelmiştir. 16. Yüzyılda Mısır ve Arap coğrafyasında yaygınlaşmıştır. Osmanlı’nın Yemen valisi Özdemir Paşa’nın getirdiği kahve ile tanıştığı rivayet edilse de ilk kahvehaneler 1554 yılında Tahtakale de açılmıştır.

Türk adetleri ile bütünleşen kahve son hali olarak Türk Kahvesi’ne dönüşür. Avrupa’nın kahve ile tanışması ise Venedik’te 1615, Londra’da 1654, 2. Viyana kuşatmasının ardından ise Viyana 1683’te kahve ile tanışır. Avrupa’nın adından 18. Yüzyılda Batı Hint Adaları, Asya ve Güney Amerika kahve ile tanışır.

Katip Çelebiye göre ise 1543 yılında İstanbul ahalisinin kahve ile tanışmıştır. Yemen diyarından çıkıp tütün gibi dünyaya yayıldığını rivayet eder. Bazı araştırmacılar ise kahvenin bilinirliğini 13. Yüzyıla dayandırmaktadır. Bu iddialarını Mevlana’nın Divanı Kebir’deki “Devletimiz geçim devleti, kahvemiz arştan gelmede, meclise badem helvası dökülmüş, saçılmış” dizeleri ile desteklemektedir. Orta çağ Arap leksikografları ise kagwah kelimesinin bir çeşit şarap anlamına geldiğini belirmişlerdir.

Zamanı, mekanı kaynağı kesin olmasa da kahvenin ilk olarak yemenden çıktığı ardından Cidde’ye, Süveyş’e, Mısıra ve ardından da İstanbul’a getirildiği İzmir, Selanik, Antalya gibi Osmanlı şehirlerine de yayıldığı söylenebilir. Gemilerle bin bir zahmetlerle rutubetten korunarak küpler içinde payitahta getirilmiştir.

Kahvenin Avrupa Tarafından Keşif Serüveni

Osmanlının 1669 da Fransız elçisi Kolbaşı Müteferrika Süleyman Ağa idi. Avrupa ilk kez bir Osmanlı erkeği ile tanışma fırsatı yakalamıştı. Osmanlının süper güç olması insanların Süleyman Ağa’ya benzemek için birbiri ile yarışmasına neden oldu. Fransa kralı 14. Louis bile Süleyman Ağa’nın onuruna davetler düzenledi. Kimileri tarafından düzenlenen bu davetler onur kırıcı olarak algılandı. Bu durum Moliere tarafından “Kibarlık Budalası” adlı kitabında anlatılmaktadır.

Böylece Süleyman Ağa’yı örnek alan Avrupalılar kahve ile tanıştı. Avrupa’nın ilk kahvehanesi ise Leh Yahudisi Kolschitzky tarafından açılır. Viyana kuşatmasının ardından Osmanlının bıraktığı ganimetler arasında deve yemi sanılan kahveler Kolschitzky tarafından satın alınır. Böylece Viyana’nın yerel kahvesi olan Melange kahvesini bulur ve şehirdeki ilk kahvehaneyi faaliyete geçirir.

Türk Kahvesi Geleneği

Türk kahvesi ve geleneği, Unesco tarafından insanlığın somut olmayan kültürel mirası listesine alınmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığının Unesco’ya 2013 yılı Mart ayında sunduğu adaylık dosyası kabul edilmiştir. Türk kahvesi somut olmayan kültürel miras listesinde on birinci kayıtlı miras olarak yerini aldı.

Dünya Kahveleri Kapınıza Gelsin!

Siz de Etiyopya (Ethiopia) Sidamo kahvesini tatmak isterseniz Muhiku hediye kutuları arasında bulunan “Dünya Kahveleri Kutusu” nu keşfedin. Dünya kahveleri kutusu size ve sevdiklerinize dünyanın 5 farklı ülkesinden kahveler sunar. Ethiopia Sidamo, Nikaragua, Kenya, Honduras, Colombia kahveleri ile enfes bir kahve tadım deneyimi yaşayabilirsiniz. Her bir paket 50 gramdır. Kargoya verilmeden önce sizler için taze çekilmektedir. Kullanım ömrü paket açıldıktan itibaren 12 aydır. Serin ve kuru yerde saklanmasını tavsiye ediyoruz.

Afiyet Olsun! ?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da ilginizi çekebilir