Bir Eylül Güzellemesi: İkinci Yeni Şairlerinden En Güzel Eylül Şiirleri

eylul-siirleri

Yaz; içimizi ısıtan, bize küçük mutluluklar yaşatan bir misafirdir. Eylül kapıdan göründüğünde pılını pırtını toplar ve bize veda eder. Yerini, hafif hafif esen rüzgara, düşen yapraklara bırakır. Doğa, bir süreliğine dinlenmeye geçer ve en güzel şiirler belki de bu zamanda yazılır. Sonbahar ruhunu yaşamak isteyenler için eylül şiirleri iyi bir seçenek olacaktır.

Sanat, insanın kendini ifade ediş biçimlerinden biri ve edebiyat belki de en güzeli. Duygularımızı, düşüncelerimizi, en derinlere gömdüğümüz hislerimizi anlatacak kelimeleri seçemeyiz. Kimseyle paylaşamayız, paylaşsak da kimsenin anlayacağına inanmayız. Tam da bu noktada edebiyat devreye girer. En gizli duyguları, en yalnız hisleri paylaşır. Kelimelerin gücü, okuyucuyu büyüler. Şiir ise edebiyatın, hayatlarımıza olan en güzel yansıması.

Sonbahar, sizin için ne ifade ediyor? Bizim için sonbahar demek yeni başlangıçlar demek. Şöyle bir düşündüğümüzde görüyoruz ki; ağaçlar, bir yıl sonra yeniden çiçekler açmak için yapraklarını döküyor. Yağmurlar ise doğaya ve doğaya ait her şeye şifa oluyor. Böylesine büyülü bir zaman dilimi, şairlere de ilham kaynağı olmuş. Sonbaharın hüznü ve karanlığı, eserlerine yansımış. İşte, İkinci Yeni şairlerinin kaleminden en güzel eylül şiirleri.

İkinci Yeni Şairlerinden Eylül Şiirleri

ikinci-yeni-sairlerinden-eylul-siirleri

İlginizi Çekebilir: Güz Mevsimine Yazılmış Huzur Dolu Sözler

İkinci Yeni, Türk Edebiyatındaki şiir akımlarından biridir. Ayak sesleri, 1950’li yıllarda duyulmaya başlamıştır. Toplumcu gerçekçi şiir anlayışına bir tepki olarak ortaya çıkan İkinci Yeni’de önemli olan bireyin iç dünyasıdır. Edebiyat, kimseye bir şey öğretmek zorunda değildir, kimseye bir şeyi kanıtlamak zorunda da. Yalnızca insanların kendilerini ve iç dünyalarını aktarmakta kullandıkları bir araçtır. Bu akımın önde gelen şairleri; Turgut Uyar, Cemal Süreya, Ece Ayhan ve Edip Cansever’dir. Soyut anlatımı ile dikkat çeken İkinci Yeni, gelecek nesillere de ilham olmuştur.

İkinci Yeni akımı, soyut ve yoğun bir anlatım içerir. Sonbaharın soğukluğu ve hüznü de İkinci Yeni şairlerini etkilemiştir. İşte, İkinci Yeni şairlerinin kaleminden dökülen eylül şiirleri.

Acıyor – Turgut Uyar

aciyor-turgut-uyar

İkinci Yeni akımının en büyük temsilcilerinden biri olan Turgut Uyar, şiirlerinde içsel bunalımları derinlikle ele alır. Geleneksel kalıpların dışında, anlaması bazen zor şiirler yazar. Ancak, görmesini bilene harika şeyler gösterir. Size yalnız olmadığınızı iliklerinize kadar hissettirir. Sonbaharın ve eylülün içerisinde barındırdığı her şeyi Acıyor şiirinde görebiliriz.

Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor

Biz giz dolu bir şey yaşadık
Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak

En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup da
öteden beri yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi
sevgim acıyor

Yazık sevgime diyor birisi
Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar

Tavrım birçok şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
İlkbahar geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse

Eylül toparlandı gitti işte
Ekim filanda gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar

Eylül’dü – Cemal Süreya

eyluldu-cemal-sureya

Türk Edebiyatının en güçlü kalemlerinden biri olan Cemal Süreya, aşk, ölüm, erotizm ve yalnızlık gibi kavramları şiirlerinde işlemiştir. Dili yoğun imgeler ve ironiler ile doludur. Çok katmanlı bir üsluba sahip olduğunu söyleyebiliriz. Eylülün beraberinde getirdiği duyguları Eylül’dü isimli şiirinde net bir şekilde görebiliyoruz. İşte, Cemal Süreya’nın büyülü kaleminden dökülen Eylül’dü.

Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül’dü.
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimizin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Eylül’dü.
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hala.
Gözlerini sildi zaman..
Dedim ya… Eylül’dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.

Otağ – İlhan Berk

otag-ilhan-berk

Modern Türk şiirinin ve İkinci Yeni akımının en önemli temsilcilerinden biri olan İlhan Berk, edebi hayatı boyunca sürekli kendini yenilemiştir. Dilin sınırlarını zorlar, soyut ve somut temaları işlemekten kaçınmaz. Tarih, mitoloji, resim, doğa ve insan deneyimlerine eserlerine sıklıkla rastlarız. Doğayı, insanı ve sonbaharı en güzel anlattığı şiirlerinden biri kuşkusuz ki Otağ şiiridir. İşte, İlhan Berk’ten Otağ şiiri.

Sevgilim, işte eylül
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün.

Zaman ki sonsuzdur
Bitmemiş şiirler gibidir.

Bazı hüzünleri
Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir.

Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık
(İsteğin bulanık kıyısında).

Bundan değil midir bizim aşkımızda
Sürekli bir akşam hüznü vardır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da ilginizi çekebilir