Kafeinsiz kahve ile keyfinize kaldığınız yerden devam etmeye ne dersiniz? Kafeine karşı hassasiyetiniz varda, kafein detoksundaysanız ya da belli bir sebepten ötürü kafein tüketemiyorsanız bu kahveye bayılacaksınız. Neden mi? Sorunun cevabı yazının devamında gizli!
Kahve, dünya üzerinde en çok tüketilen içeceklerden birisi. Diğer taraftan barındırdığı kafein ile sinir sistemini uyarıcı etkiye sahip. Çünkü bir bardak kahvede (250 mililitre) 50-150 mg kafein bulunuyor.
Dolayısıyla fazla tüketimi sonucunda uykusuzluk ve kalp ritminde bozukluk gibi sorunları tetikliyor. İnsanlar kahvenin tadı ne kadar güzel olursa olsun bu tip sorunları yaşamamak adına kafein tüketimini azaltmak istiyorlar. Bu sebeple pek çok kişi kafeinsiz kahve tüketmeye yöneliyor.
Muhiku’nun Dünya Kahveleri Kutusu ile farklı yörelerden seçilen kahveleri evinizin rahatlığında deneyimleyebilirsiniz. Her bir kahve çeşidiyle bir başka aroma keşfedebilirsiniz. Dilerseniz bu tadım kutusuyla sevdiklerinize egzotik bir sürpriz de yapabilirsiniz.
Kafeinsiz Kahvenin Vücuda Faydaları
Kafein, 19. Yüzyılda Alman kimyacı Friedlien Ferdiand Runge tarafından keşfedildi. Alman şair Goethe ise ünlü kimyacının çalışmalarından haberdardı. Kendisine hediye edilen kahve çekirdeklerini incelemesi için Runge’ye yolladı. Böylece modern dünyanın en çok tüketilen maddesi olan kafein keşfedildi.
Kafein, kahvenin yanında çay ve çikolata gibi gıdalarda da bulunur. İştah kesici özelliği vardır. Özellikle uyanık kalmak isteyen öğrenciler tarafından tercih ediliyor.
Kafeinin ilk kez ayrılma işlemi Kaffee Hag adlı şirketin sahibi Alman Ludwig Roselius tarafından yapılır. 1903 yılında kahve çekirdekleri ithal ederken gemisine deniz suyu sızmış ve kafeinin ayrışmasına neden olmuştur.
Roselius bunu yaparken kahve çekirdeklerini bazı asitlerle birlikte buharda bekletmiş ve son olarak benzen kullanıp kafeinden arıtmıştır. Bunun sonucunda da decaf kahve (kafeinsiz kahve için kullanılan bir başka kelime) ortaya çıkmış.
Ancak benzenin kanserojen üreten yapısı ortaya çıkınca farklı ayrıştırma yolları aranmaya başlanmış. Kafeinsiz kahvenin faydaları ise şu şekilde:
- Beyin başta olmak üzere vücuda enerji verir. Yaşlanmayı geciktirmeye yardımcıdır
- Alzheimer ve Parkinson gibi dejeneratif ve bilişsel hasara yol açan hastalıklara karşı faydalıdır.
- İçerdiği potasyum sayesinde kan basıncını dengeler ve kalp problemlerini önler.
- Kolesterolün düşmesinde önemli rol oynar.
- Romatizma, diyabet ve eklem iltihabı gibi hastalıkları önler.
- İçerdiği B3 vitamin ile vücuttan toksik maddelerin atılmasına yardımcı olur.
- Uykusuzluk ve sinirsel hastalık gibi rahatsızlıkları tedavi etmede yardımcıdır.
- Yapısındaki fosfor sayesinde hafızayı güçlendirir.
- Mutluluk verir.
- Yapısındaki B2 vitamin ile kanser, baş ağrısı ve kataraktı engeller. Akne gibi cilt sorunlarını geçirir ve bağışıklık kazandırır.
- İçerdiği demir ile kan hücrelerini yeniler ve kan dolaşım sitemine destek olur.
- Kemik ve diş oluşumunu yapısındaki kalsiyum ile destekler ve yüksek tansiyon gibi hastalıkları tedavide yardımcıdır.
Kafeinsiz kahve, kahvenin yapısındaki tüm doğal özellikleri koruyor. Temel olarak sağlık amacı ile tüketiliyor. Ancak her şeyde olduğu gibi orantılı tüketmek gerekiyor. Günde bir ya da iki fincan tüketmek yeterli.Kafeinsiz kahve de kararında tüketildiği takdirde hastalıkları önlemede ve sağlıklı yaşam için faydalıdır.
Kahveden Kafeini Ayrıştırma Yöntemleri
Kafein kahvenin içinde doğal şekilde bulunan bir madde. Dolayısıyla kafeini kahveden ayrıştırmak için belli yöntemler uygulanıyor. Bunun sonucunda da decaf kahve ortaya çıkıyor. Kafesinsiz kahve elde edebilmek için uygulanan yöntemler şu şekilde:
Karbondioksit ile Ayrıştırma
Bu yöntem de kahve çekirdekleri çelik bir kap içinde suya yatırılır ve üzerine sıvı karbondioksit püskürtülür. Karbondioksit(CO2) molekülleri kafein moleküllerine yapışarak kahveden ayrılmasını sağlar.
Ancak oldukça pahalı bir ayrıştırma yöntemidir. Ticari kullanımı sınırlıdır. Sıcak su ve toz kahve ile yapılan hazır kahveler yaygınlaştıkça kafeinden ayırma işlemi de yaygın hale geldi.
Kafelerin yaygınlaşması ile hazır kafeinsiz kahvelerin lezzeti de belirginleşti. Ancak kafeinsiz kahve hangi işlemden geçirilirse geçirilsin çok az miktarda kafein kalmaya devam eder.
Çözücülerle Ayrıştırma
Bu yöntemde kahve çekirdekleri kavrulmadan ve yeşilken yapılır. Farklı yöntemleri olmakla beraber en yaygın olanları yeşil kahve çekirdeklerinin metilen klorür veya etil asetat gibi sıvıların içinde çözülmesidir.
Etil asetat sirkenin temel maddesi olan doğal meyve eteridir. Metilen klorür ise boya ayrıştırıcı olarak kullanılan bir bileşiktir.
Kahve çekirdekleri suda ıslatılıp bu sıvıların içerisine alınır. Bu aşamada kafein kahve çekirdeklerinden sızar. Kafeinden ayrıştırılan bu sıvı tekrar tekrar kullanılarak kahveye tadını veren bileşiklerle yoğunlaşır.
Bu işlemde kullanılan çözücüler sağlık açısından bir risk barındırmaz. 1979 yılında suda bekletilen kahve çekirdekleri aktif karbondan süzülerek kafeinden ayrıştırılmıştır. Ticari olarak ilk kez uygulanmıştır.
Kafeinsiz Kahve Nasıl Yapılır?
Decaf kahveyi demlemek için özel bir yöntem gerekmez. Dolayısıyla kafeinsiz kahve de diğer tüm kahve çeşitleriyle aynı şekilde hazırlanırlar. Siz de kafeinsiz kahveyi demlemek için tercih ettiğiniz demleme ekipmanlarından birini kullanabilirsiniz.
Ayrıca diğer tüm kahve çeşitlerinde olduğu gibi decaf kahve demlerken de şebeke suyu yerine içme suyu kullanmalısınız. Yaklaşık 15-16 gram kahveyi ekipmana koymadan önce, ekipmanınızı önce sıcak su ile çalkalamalısınız. Daha sonra ısıttığınız (95 santigrat derece olmalı) suyu kahvenin üzerine sakince ilave etmelisiniz.
Daha sonra ekipman için gereken demlenme süresini başlatmalısınız. Kahve demlenince süzüp servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun!
Guatemala’nın kaliteli kahve çekirdekleri ile hazırlanan decaf kahve ile kahve keyfinize kaldığınız yerden devam edin! Guatemala decaf kahve, kafeinsiz içeriğiyle ve eşsiz aromasıyla kahve keyfinizin baş tacı olacak.
