Şeker Portakalı
Yazar: José Mauro De Vasconcelos
Türü: Edebiyat, Roman
Konusu: Ailesinden şiddet gördüğü için aradığı değerleri başkasında bulan bir çocuğun hikayesi.
Yazar Hakkında Bilgi
José Mauro De Vasconcelos 26 Şubat 1920’de Rio de Janerio yakınlarında bulunan Bangu Kasabası’nda dünyaya geldi. Yarı Portekizli yarı Kızılderili ailenin 11. çocugu olan José, iki ayrı kültürün yarattığı karmaşa ve yoksulluk içinde kendi şansını yaratmak zorunda kalacaktı.
Okuma yazmayı henüz okul hayatı başlamadan öğrenen José, ailesinin ekonomik durumu eğitim masraflarını karşılayamayınca eğitimine devam edebilmek için Natal’da yaşayan amcasının yanına yerleşti.
Lise eğitimini Natal’da tamamlayıp Üniversite’de Tıp eğitimine başladı. Ancak Tıp eğitimine yalnızca 2 sene devam edebildi. Eğitimini tamamlayamayan José her ne kadar Müzik, resim ve Felsefe alanında kendini geliştirmek istese de hayat şartları her zaman olduğu gibi onu isteklerinden mahrum bıraktı.
Hayatı boyunca garsonluk, tarım işçiliği, balıkçılık gibi birçok meslek grubunda durmadan çalışan José, tüm bunları yaparken kendine ve kurduğu hayallere inanmaktan asla vazgeçmedi. Sahip olduğu güçlü hayal gücü ve çocukluğunda yaşadığı sıkıntıları kağıda dökmeye başladı. Öyle ki kendi yaşadıklarından yola çıkarak hayat verdiği Zeze karakteri ile bir döneme damgasını vurup etkileri günümüzde de devam edecek olan Şeker Portakalı kitabını yazdı.
Yazdığı kitaplarla Brezilya filmlerine ve dizilerine konu olan José, çocukluğunda yaşadığı acılardan, akıttığı göz yaşlarından, hayatla olan savaşından, kararlarından, kararsızlıklarından ve yoksulluğundan tamı tamına 13 kitap çıkardı ortaya. Her biri apayrı bir değere sahip olan bu eserlerden en çok ses getireni “Şeker Portakalı” kitabını sizler için yorumladık.
Şeker Portakalı Hangi Yıl Çıktı?
José Mauro de Vasconcelos’un büyüleyici eseri Şeker Portakalı, 1968 yılında yayınlanmıştır.
Şeker Portakalı Hangi Ülkede Geçiyor?
Şeker Portakalı, Brezilya’nın Minas Gerais bölgesinde geçmektedir.
Şeker Portakalı – İnceleme
Kitabın kahramanı Zeze çok zeki ve hayal gücü çok geniş bir çocuk. Tabi bir o kadar da yaramaz ve bu sebeple sık sık ailesinden şiddet görmektedir. Zeze’nin fakir bir ailesi var. Hayat ona adil davranmadan maalesef Zeze’yi çabuk olgunlaştırmış. Öyle ki bazı zamanlar yetişkinler gibi konuşuyor, insanları anlayabiliyor.
Zeze acı çektikçe onu sayfalardan çekip kurtarmak, ona en sevdiği pastayı yapmak ve sarılmak isteği duyacaksınız.
Bazen sözlerimiz küçük bir yürekte onarılmayacak hasarlar bırakabilir, masum bir yürek kırılmaya müsait ve camdan daha naiftir. Büyükler öyle midir? Yıkar, döker, kaldığı yerden devam eder. Çocuklar, içindeki masum dünya gibi sanırlar büyüklerin dünyasını ama maalesef durum hiç de öyle değildir. Büyüklerin dünyasının ne kadar acımasız olduğunu bu kitapta bir kez daha göreceksiniz. Zeze’nin penceresinden hayata bakabilmek için okunması gereken bir kitap.
‘‘ Onu düşünmekten kendimi alamıyorum, şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi…’’
Zeze ailesinden öğrenemediklerini hep başkalarından öğrenir. En çok da sevgiyi… Yaramaz olduğu için dayak eylemi günlük bir rutin haline gelmiştir. Çevresinde olan biten her şeyi bir ağaca anlatmaya başlar. Diğerleri onunla dalga geçtiği halde o içinden geçen her şeyi anlatmaya devam eder Şeker Portakalı’na. Anlayamaz kimseyi, neden onunla dalga geçtiklerini. Çünkü Zeze’nin sahip olduğu şey onlarda yoktur: “Hayal gücü”
Hüzünlü olduğu kadar keyifli olan bu kitapta dönem dönem çocukluğunuza dair izler görüp geriye bakma ihtiyacı hissedebilirsiniz. Büyüklerin acımasız dünyasında yaşayan her küçüğün kalbinin ufak da olsa bir yerinde kalmış olan o izler bu kitap ile gün ışığına çıkıyor. Sayfaları çevirdikçe tuzlu deniz daha da yükseliyor. Zeze’nin maceraları José Mauro De Vasconcelos’a ait olan Güneşi Uyandıralım ve Delifişek ile de kaldığı yerden devam ediyor. Devam serisine geçmeden önce yedekte mendilinizi bulundurmanızı tavsiye ediyoruz.
Şeker Portakalı Özeti
Şeker Portakalı, Brezilyalı küçük bir çocuk olan Zeze’nin başından geçenleri anlatır. Kitap boyunca, sadece yaşadıklarını değil aynı zamanda da Zeze’nin uçsuz bucaksız hayal gücünü de okuruz.
Zeze, çok zeki ve hayal gücü çok geniş bir çocuktur. Yoksul bir aileye doğmuştur. Bu aile, sadece madde olarak değil; manevi olarak da yoksuldur. . Zeze, ailesi tarafından yeterince ilgi görmeyen, çoğu zaman yaramazlıkları ve haylazlıkları ile tanınan bir çocuktur. Ancak içinde büyük bir sevgi barındırır. Bir gün, yeni taşındıkları evin bahçesinde küçük bir portakal fidanı bulur. Bu fidan, Zeze için çok özel ve önemli hale gelir. Ona “Şeker Portakalı” ismini verir ve onunla konuşarak dertleşir. Artık, bu Şeker Portakalı, hem en iyi arkadaşı hem de sırdaşıdır.
Zeze, büyüdükçe ailesinin içinde bulunduğu maddi zorlukları farkına varmaya başlar. Bu durum onu derinden sarar ama henüz bir çocuk olduğu için duygularının adını koyamaz. Sadece, iç dünyasında bir değişim geçirmeye başlar. Bu değişim, büyüme sancılarını anımsatır.
Portuga ise Zeze’nin oturduğu mahallenin zengin ve nazik bir sakinidir. Zeze’ye manevi anlamda çok destek olur. İhtiyacı olan sevgiyi ve ilgiyi ailesinden bulamayan Zeze, bu ihtiyaçlarını Portuga sayesinde karşılar. Merak ettiklerini hep ona sorar, hayatı Portuga sayesinde öğrenmeye başlar. Bu nedenle de Zeze’nin hayatında çok önemli bir yere sahiptir.
Ancak, Portuga’nın ölümü Zeze’yi derinden sarsar. Portuga, bir trafik kazasında hayatını kaybeder ve hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Bu olay, Zeze’nin masumiyetini kaybedişini ve çocukluğunun bitişini sembolize eder. Zeze’nin büyüme sürecini ve olgunlaşmasını okuruz.
Şeker Portakalı Soruları
Şeker Portakalı kitabının ana temaları nelerdir?
Şeker Portakalı romanını incelediğimizde; yoksulluk ve eşitsizliğin ana temalardan biri olduğunu görürüz. Çünkü, Zeze yoksul bir ailenin çocuğudur ve yoksulluğun getirdiği kötü şeyleri deneyimlemiştir. Aynı zamanda, sosyal sınıfları da net bir şekilde görebiliriz. Bunun yanı sıra, çocukluk ve masumiyet ve bunların kaybını da görürüz. Zeze’nin olgunlaşma sürecini okuruz. Zeze, hayal gücü sayesinde gerçeklerden kaçabildiği için, hayal gücü ve kaçış temalarını da görürüz. Sevgi ve arkadaşlık da diğer ana temalardır. Çünkü, Zeze; Şeker Portakalı ve Portuga ile gerçek sevgiyle kurulmuş bir arkadaşlık bağına sahipti.
Zeze, Şeker Portakalı’na neden bu kadar bağlanmıştır? Onunla olan ilişkisi hayal gücünü nasıl etkiler?
Ailesi tarafından yeterince ilgi ve sevgi görmediği için Şeker Portakalı ile derin bir bağ kurmuştur. İçinde bulunduğu yalnızlıktan ve sevgisizlikten kaçışının yolu olmuştur. Onunla dertleşerek, yalnızlığını biraz da olsa unutmuştur. Şeker Portakalı ile konuşmak Zeze’nin hayal gücünü olumlu yönde etkilemiştir. Çünkü, ona bir karakter yüklemiştir. Zihninin içinde, onu konuşturur. Aynı zamanda, Şeker Portakalı, Zeze’nin duygusal gelişimine de katkı sağlamıştır. Çünkü, ona mutluluk, huzur ve umut aşılamıştır. Her şeyin güzel olacağına dair inancını artırmıştır.
Zeze neden bu kadar yaramaz? Ailesi ve çevresi buna ne tepki veriyor?
Zeze’nin yaramızlığının sebebi; ilgi ve sevgi eksikliği, aile baskısı ve maddi sıkıntılardır. Zezé, genellikle ailesi tarafından yeterince sevilmediğini ve anlaşılmadığını hisseder. Bu sebeple, dikkat çekmek ve kendisini ifade etmek için yaramazlık yapar. Aynı zamanda, ailesinin maddi sıkıntıları sebebiyle ilgiden ve sevgiden uzaktır. Bu nedenle, yaramazlık yaparak; ilgiyi üzerine çekmeye çalışır. Zeze, sık sık yaramazlık yaptığı için ailesi onu daima cezalandırır. Bu cezalara bir tepki olarak, yaramazlık yapmaya devam eder. Ailesinin ve çevresinin tepkisine baktığımızda; kimsenin onu tam anlamıyla anlamadığını görürüz. Kimse hoşgörü ile yaklaşmaz. Çünkü, Zeze’nin gerçek hislerini farkına varamazlar.
En Sevilen Dünya Klasiklerini Sizinle Buluşturuyoruz!
Kitap okumak, yepyeni ufuklara yelken açıp bambaşka hikayelerin kahramanı olmaktır. Kitap okumak, bulunduğunuz ortamdan uzaklaşıp bambaşka evrenlerde can bulmaktır. Bu noktadan bakınca kitap, paha biçilemeyen en güzel hediye ve en güzel arkadaştır. Sizi ve sevdiklerinizi yepyeni hikayeler keşfedip unutulmaz maceralar yaşamaya davet ediyoruz!
Muhiku olarak tasarladığımız kutularla sevdiklerinizin çayını ve kahvesini içerken dostu, kitap okurken yoldaşı, eğlencesinin ise mimarı olabilirsiniz. Bugün siz de Muhiku hediye kutuları ile hem kendinizin hem de sevdiklerinizin hayatına değer katabilirsiniz!
1 yorum
Çok güzel bir özet ama fazlasıyla kısa ve öz değil birazdaha üstünde calisabilirlerdi bence ?